«

»

Ağu 17 2016

The Night Of

The Night Of
HBO Yapımı Mini Dizi (8 Bölüm)

 

Merhaba Sevgili Okur,

An itibariyle (Ağustos/2016) yayında olan ve yaz döneminde gösterime girmesine karşın dizi dünyasını sallayan The Night Of ‘tan söz edeceğim bu yazıda.

2008 tarihli BBC yapımı ‘Criminal Justice’ adlı TV dizisinin yeniden uyarlaması, 8 bölümlük bir mini dizi The Night Of


Net’te gezinirken, dizinin yayınlanan bölümleriyle ilgili bir çok izleyici yorumu okudum. Bu yorumların kayda değer bir bölümünde, yapımın temposunun oldukça düşük olduğundan ve çok ağır ilerlediğinden söz edilmiş… Bunun, bize şırıngayla verilen “izle, tüket, diğerine geç” modelinin bir yansıması olduğunu düşünüyorum. Günümüzün sabırsız seyirci kitlesi için bu yargı doğru gibi gözükse de; seçimlerinde biraz daha titiz davranan ve ince eleyip sık dokuyan izleyici profili için bulunmaz bir nimet The Night Of…

2014 yılının en iyi dizilerinin arasında başı çeken ve benim de favori dizilerim arasında ilk sıralarda olan Matthew McConaughey‘li ve Woody Harrelson‘lı True Detective‘den sonra (o da 8 bölümlük bir mini diziydi), “Bu ayarda bir diziyi bir daha ne zaman yakalarım?” diye kendi kendime sorar olmuştum.

Sorumun yanıtı The Night Of ile bu yıl geldi…

 

CRIMINAL JUSTICE

The Night Of, Peter Moffat’ın Criminal Justice adlı eserinden yapılan ikinci uyarlama.
Bir HBO Prodüksiyonu olan The Night Of‘un konusu, 2008 yapımı 5 bölümlük ilk versiyon Criminal Justice ile hemen hemen aynı olsa da; karakterler, mekanlar ve konunun işleniş tarzı hayli farklı…
Şimdi isterseniz 2008 yapımı ilk uyarlama Criminal Justice‘in bir tanıtım videosunu izleyerek söze devam edelim:

 Criminal Justice (2008) Tanıtım Videosu 

Evet, bu ilk versiyon da oldukça başarılı ve British Academy Television Awards‘tan “En İyi Dizi” ve “En İyi Yazar” ödüllerini almış. Dizi oyuncuları arasında Ben Whishaw, şimdi aramızda olmayan Pete Postlethwaite ve Bill Paterson gibi tanıdık yüzler var…
Özellikle Ben Whishaw‘i, Perfume: The Story of a Murderer (Koku: Bir katilin Hikayesi – 2006) adlı sinema filminde başarıyla canlandırdığı Jean-Baptiste Grenouille karakterinden hatırlayacaksınız.

 

DİZİNİN YARATICILARI

Steven Zaillian – Richard Price

Yeni uyarlama The Night Of‘un yaratıcıları Steven Zaillian ve senarist-yazar Richard Price. Dizinin yönetmenliğini de üstlenen Steven Zaillian, Shindler’s List (1993), Hannibal (2001), Gangs of Newyork (2002) ve The Girl with the Dragon Tattoo (2011) gibi tanınan filmlerin de uyarlama senaryolarını yazmış. Zaillian, Schindler’s List (Schindler’in Listesi) ile bir de En İyi Senaryo Oscarı kazanmış.

 

NEREDEN NEREYE?

The Night Of ilk olarak The Sopranos (1999) dizisinden yakinen tanıdığımız James Gandolfini (sol yandaki resim) tarafından hayata geçirilmek istenmiş. Gandolfini, dizideki Avukat Jack Stone rolünü canlandırmayı çok istemişse de, çekim aşamasında vefat edince rol bu kez Robert de Niro‘ya teklif edilmiş. De Niro rolü baştan kabul eder gibi görünüp, sonradan vazgeçince son olarak John Turturro‘da karar kılınmış. Bence çok da iyi olmuş..

Turturro, bir yandan ayaklarındaki egzama hastalığı ile mücadele eden, küçük davaların iddiasız avukatı Jack Stone rolüne ‘cuk’ oturmuş.

 

OYUNCULAR

Dizinin konusu ve içeriğiyle ilgili (spoiler içermeyen) bir şeyler söylemeden önce, özenle oluşturulmuş ve çok başarılı oyuncu kadrosundan öne çıkan isimleri hatırlayalım istedim.

.

The Night Of (2016) Tanıtım Videosu

.

DİZİNİN KONUSU

Her şey,  Pakistan asıllı ABD vatandaşı ve üniversite öğrencisi Nasir Khan’ın (Riz Ahmed) gitmek istediği bir partiye onu götürecek olan arkadaşı tarafından ekilmesi sonucu başlıyor.
Bu ekilme sonrası habersizce babasının taksisini alarak partiye gitmeye karar veren Naz; arabasına, mesaide olduğunu sanarak binen  Andrea‘dan (Sofia Black-D’Elia) oldukça etkilenince gece bambaşka bir atmosfere bürünüyor.

Sonrasında, geceyi birlikte geçirdiği Andrea‘yı sabah kanlar içinde  ölmüş olarak bulan Naz, panikliyor ve onun için her şey bir kabusa dönüşüyor. Olaylar da böylece gelişiyor.

Daha fazlası spoiler içerebileceği için konuyla ilgili daha fazla ayrıntıya girmiyorum, ancak hiç de orijinal bir hikaye gibi görünmüyor değil mi?

İşte, işin püf noktası da burada… İlginç olan, dizinin ne anlattığından çok, nasıl anlattığı…

The Night Of, bir bütün olarak  karakterlerle özdeşleştirme konusunda oldukça başarılı. İlk dakikalarından başlayarak Naz’ın yaşadıklarını hem senaryo hem de görsellik anlamında ayrıntılı bir biçimde işleyerek bizi de onun çaresizliğine ortak ediyor.

Dizide, Naz’ın yaşadığı korku ve güvensizlik hissini, suçlu olma ihtimaline karşın dürüst kalmaya çalışmasını aynı çaresizlikle izliyoruz. Dizinin ana karakteriyle bu empatiyi kurduktan sonraysa, olaylar silsilesi bizim için de ürpertici bir hale geliyor.

 

INTRO

Dizinin geneli için söylenebilecek daha çok şey var tabii…
Şimdi arayı yumuşatmak için dizinin introsu ve bu intro için Jeff Russo tarafından yapılan ana tema müziğine değinelim.
Neredeyse True Detective‘in (2014) ödüllü ve efsane introsu kadar başarılı bu intro çalışmasını karşılaştırmalı olarak seyredelim-dinleyelim dilerseniz.
İşte, True Detective ve The Night Of introları:

 

True Detective (2014) Intro


The Night Of (2016) Intro


Yazımın başında, bir kısım izleyicinin dizinin tempo düşüklüğünden (!) yerindiğini söylemiştim. Şimdi bunu biraz açacak olursam; Aslında bu bir teknik yetersizlik değil, bir tercih…

Yönetmen olabildiğince ayrıntıya girerek, her sahneyi özenle işlemiş. Bunun doğal sonucu olarak tempo biraz düşmüş gibi görünse de gerilim unsurları epeyce artmış…

Özellikle, dizinin neredeyse bir sinema filmi uzunluğundaki (79 dakika) ilk bölümünü uygun bir ortamda ve uygun şartlarda kesiksiz izlerseniz ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Yönetmen Zaillian, bu bilinçli olarak yavaşlatılmış anlatımı sayesinde Amerikan adalet sisteminin aslında son derece hantal ve haksızlıklarla dolu yapısını gözler önüne sererek; özgürlükler ülkesi Amerika’da her şeyin nasıl parayla ve güçle bağlantılı olduğunu vurgulamış. Sistemin içindeyken Pakistanlı veya Müslüman olması hayat akışını pek etkilemeyen, kendini Amerikalı sayan Naz’ın, sistemin dışına çıktığında karşısına dikilen ötekileştirmeyi de tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermiş.

Salim Khan (Naz’ın babası) rolünde Peyman Moaadi ve Safar Khan (Naz’ın annesi) rolünde
Poorna Jagannathan, dizinin bir sahnesinde.

 

*                    *                    *

Evet Sevgili Okur,
Unutmayınız, bu dizinin en büyük artılarından birisi de ayrıntıları:
Kamera açıları, aniden devreye giren bir müzik parçası, küçük bir replik…

Her şey ama her şey özenle düşünülmüş, tasarlanmış ve kurgulanmış…

Tavsiyem, ayrıntıları kaçırmayın…

Aksiyondan çok dramatizasyonu ön planda tutan ve tür olarak “suç draması” diyebileceğimiz bu yeni “HBO güzellemesi” bu yılın en iyilerinden, hatta ‘en iyisi’ olmaya aday gözüküyor…

“Keyifli Seyirler” diyemiyorum. Çünkü dizi, Avukat Jack Stone karakterinin aralardaki esprili durumları dışında pek keyifli şeyler anlatmıyor. Ancak; uzun metrajda, “Sinema” adı altında müzikli ve bol görsel efektli ‘kliplerin’ çekildiği günümüzde (istisnalar kaideyi bozmaz) sinema adına yeni bir şeyler söyleyen bu özenli ve oldukça kaliteli mini diziyi tüm sinema-dizi severlere ısrarla tavsiye ediyorum.

 

Not: Son olarak, dizinin; film veri tabanı sitesi IMDB‘de 10 üzerinden 8,4 not almış olduğunu ve bir başka dünyaca ünlü film-dizi değerlendirme sitesi Rotten Tomatoes‘te de %94 beğeni elde ettiğini not düşelim.

 

 

Yazar hakkında

Halil Gürdal Gürak

1959 yılında İstanbul'da doğdu. Marmara Üniversitesi / Teknik Eğitim Fakültesi / Matbaacılık Bölümü / Reprodüksiyon ana bilim dalı mezunu. Çeşitli tarihlerde Cem Yayınevi, Altan Matbaacılık, Yapı Endüstri Merkezi Yayın Bölümü, NESA Basın-Yayın A.Ş.'de çalıştı ve emekli oldu. Sinema, kitaplar ve çizgi romanlar özel ilgi alanları.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir